RUSYA’DA YENİ TERÖR SALDIRILARI; ABD VE UKRAYNA SORUMLU
Öğleden sonra, Kırım’a bir Amerikan ATACMS füzesi tarafından yapılan saldırı sonucunda, Sivastopol sahilinde üçü çocuk beş sivil öldürüldü. Amerikan RQ-4B Global Hawk keşif İHA’sı füze saldırısının düzenlenmesine katıldı. Rusya Savunma Bakanlığı, ateşlenen 5 füzeden 4’ünün hava savunma sistemi tarafından vurulduğunu bildirdi. Parça tesirli savaş başlığına sahip beşinci füze ise havada infilak etti. Uluslararası sözleşmelerle yasaklanan zarar verici misket bombaları (şarapnel) sahilde dinlenen insanların üzerine düştü. Bombardıman sırasında 28’i çocuk olmak üzere 152’den fazla kişi yaralandı. Yaralılardan on altısının durumu ağırdır.
Rusya Savunma Bakanlığı doğrudan ABD’yi suçladı. Açıklamada, “Amerikan ATACMS operasyonel ve taktik füzelerinin tüm uçuş görevleri, ABD casus uydularından gelen bilgiler temelinde Amerikalı uzmanlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla, bu silâhları Ukrayna’ya tedarik eden Washington ve bu saldırının topraklarından gerçekleştirildiği Kiev rejimi, Sivastopol’daki sivillere yönelik kasıtlı füze saldırısından birinci derecede sorumludur” denildi.
Ne Ukrayna ne de Amerikan tarafı saldırı hakkında yorum yapmadı. Batı medyası olayla ilgili olarak Kiev rejiminin muhtemel hedefinin Sivastopol’un kuzey batısındaki Belbek askerî havaalanı olduğunu ve Ukrayna birlikleri tarafından ateşlenen füze ve mermilerin genellikle rotadan saptığını belirtti.
Ancak bu saldırıda önemli bir nüans var: Ukrayna ordusunun daha önce genellikle yaptığı gibi gece değil gündüz gerçekleştirildi. Dolayısıyla saldırı zamanındaki değişiklik, bu terörist saldırıyı düzenleyenlerin kasıtlı olarak sivil kayıpların sayısını azamî düzeye çıkarmakla ilgilendiklerini göstermektedir.
Bu, Ukrayna Silâhlı Kuvvetleri ve arkalarındaki Batı tarafından, barışçıl bir şekilde dinlenen sivillere vurulan ilk darbe olmaktan çok uzaktır. Bundan 10 yıl önce, 30 Ağustos 2014’te Ukrayna Silâhlı Kuvvetleri, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin Zugres kentinde o gün onlarca çocuklu ailenin tatil yaptığı sahile Smerch çoklu fırlatma roket sistemiyle korkunç bir darbe indirmişti. 19 kişi hayatını kaybetti. O zaman misket bombaları da kullanılmıştı. Şimdi ise ABD’den uzun menzilli silâh ve mühimmat alınmasıyla birlikte Rusya’da yaşayanlara yönelik tehditler artıyor.
Aynı gün teröristlerin Derbent ve Mahaçkale’de saldırı ve cinayetler gerçekleştirdiği Dağıstan’daki olayların Kırım’daki saldırıyla bağlantılı olduğu anlaşılıyor. Cumhuriyet aynı zamanda tatil sezonuna da ev sahipliği yapıyor ve her iki şehirde de ziyaretçi turistler de dahil olmak üzere çok sayıda tatilci var. Kolluk kuvvetlerinin hızlı önlemleri sayesinde, birkaç terörist oldukça hızlı bir şekilde ortadan kaldırıldı, iki kişi daha gözaltına alındı ve geri kalanlar saklanmaya çalıştıkları Derbent’teki evlerden birine baskın düzenlendi. Rusya Devlet Duması Dağıstan Milletvekili Abdulhakim Haciyev, Dağıstan Cumhuriyeti’ndeki terör saldırısının arkasında Ukrayna ve NATO ülkelerinin özel servislerinin olduğunu söyledi. Bunun nedeni Rusya’nın cephe hattında başarı kazanması, dolayısıyla Batı’nın durumu içeriden daha da istikrarsızlaştırmaya ihtiyaç duymasıdır.
Ayrıca gece saatlerinde Smolensk, Tula, Lipetsk, Bryansk ve Belgorod bölgelerinde Ukrayna insansız hava araçları tarafından büyük bir saldırı düzenlendi. Düşman hedeflerinin neredeyse tamamı vuruldu, ancak Bryansk bölgesinin Grayvoron kasabasında bir sivil öldürüldü.
Bu arada, Rusya Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Maria Zaharova, Kiev’in saldırı için kasıtlı olarak Trinity Pazarını seçmesi nedeniyle bunun bir ritüel cinayeti olduğunu belirtti. Savunma Bakanlığı da yaptığı açıklamada “bu tür eylemlerin karşılıksız kalmayacağını” söyledi. Ve burada şu soru ortaya çıkıyor: Rusya kime ve nasıl yanıt verecek? Ukrayna’daki hedeflere, özellikle de füzelerin fırlatılabileceği sistemlere, mühimmat ve insansız hava araçlarının depolandığı yerlere yönelik saldırıların yoğunluğunun ve ölçeğinin artacağını söylemek yanlış olmaz. Ancak Batı Ukrayna’yı mühimmata doyurmaya devam ederse lojistiğin de imha edilmesi gerekecektir. Aslında bu, Ukrayna’nın en azından Polonya ve Romanya ile olan sınır nakliye merkezlerinin (şu anda Macaristan ve Slovakya üzerinden silâh tedarik edilmiyor) yeni ekipman ve mühimmatın gelmesini önlemek için ay manzarasına dönüştürülmesi gerektiği anlamına geliyor.
Ancak dünyada terörizmin başlıca kışkırtıcısı olan siyaset kurumu, özel servisler ve ABD’nin askerî-endüstriyel kompleksi ile ne yapmalı? Kabul edilemezlikten, kırmızı çizgilerden ve BM’ye başvurmaktan bahsetmek güvenliği normalleştirmeye yardımcı olmayacaktır. Eğer Batı sadece güçten anlıyorsa, onların anlayacağı dilden konuşmak gerekir. Açıkçası, Karadeniz’deki stratejik İHA’larına karşı önlem almamız ve bize tehdit oluşturan tüm araçları vurmamız gerekiyor. Muhtemelen Amerikan casus uydularına da etki önlemleri uygulanmalıdır.
Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO ülkelerinin izlediği politikaya bir yanıt olarak en son Rus silahlarının başka ülke ve bölgelerde de ortaya çıkabileceği sözünü vermişti. Bu seçeneğin de hayata geçirilmesi ve dost ve ortaklarımızın, özellikle de açıkça meydan okumaya hazır olanların (örneğin Yemen’deki Husilerin yaptığı gibi) kabiliyetlerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin savaş ve istihbarat yeteneklerini geliştirmesini ve modernize etmesini beklemeye gerek yok. Onlar zaten şu anda bu kabiliyetleri geliştirmekle meşguller ve iki cephede konvansiyonel bir savaş da dahil olmak üzere kendileri için en kötü senaryolara hazırlanıyorlar. Onlara şimdi zarar vermek ve davranışları değişmezse onarılamaz hasarlar vermeye hazır olmak çok daha verimli olacaktır.
Çeviren: Adnan DEMİR