Charlie Kirk ve Tam MAGA Devrimi

02.10.2025
Alexander Dugin, Charlie Kirk’ü MAGA hareketinin birleştirici ruhu olarak tasvir eder. Ona göre Kirk’ün şehadeti, Amerika’yı sistemsel bir değişim gerekliliğine uyandırmış ve bu mücadeleyi Hristiyan geleneği ile küreselci liberalizm arasındaki bir uygarlık çatışması olarak çerçevelemiştir.

 Sputnik’in *Escalation* Programında Alexander Dugin ile Söyleşi

**Sunucu:** Amerika’da göz ardı edilemeyecek bir konuya gelelim — Charlie Kirk’e veda. Arizona’da, silahlı saldırı sonucu öldürülen siyasi aktivist Charlie Kirk için bir anma töreni düzenlendi. Phoenix’teki futbol stadyumunda gerçekleştirilen törene, Beyaz Saray yönetiminin tamamı katıldı. Donald Trump ve ekibinin üyeleri konuşma yaptılar. Arena neredeyse tamamen doluydu; 100.000’den fazla kişi Charlie Kirk’e veda etmek için geldi. Pek çok açıklama yapıldı. Şu soruya yanıt arayalım: Charlie Kirk Amerika için kimdi? Neden bu kadar dikkat, bu kadar etki? Siz ne düşünüyorsunuz?

**Alexander Dugin:** Trump’ın zaferinden sonra, MAGA hareketinin temel ilkelerini ve önde gelen figürlerini anlattığım çeşitli konuşmalar yaptım. O dönemde bu isimlerin çoğu bize neredeyse tamamen yabancıydı. Daha sonra Sputnik’teki *Escalation* programından ilham alarak “Trump Devrimi: Büyük Güçler İçin Yeni Bir Düzen” adlı kitabı yayımladım.

Bu konuşmalarda, izleyicilerimize tümüyle tanımadıkları kişileri tanıttım: Charlie Kirk, Candace Owens, Tucker Carlson — belki biraz daha bilinen — Alex Jones, Sam Hyde. Her birinin hangi bağlamda hareket ettiğini ve ne kadar etkili olduklarını açıkladım.

MAGA birçok bakımdan hâlâ bizim için gizemli bir olgu. Trump’ı biliyoruz, Elon Musk’un adını duyduk — bunlar ikonik isimler. Ama Peter Thiel kimdir? Şimdi başkan yardımcısı olan JD Vance’in felsefi görüşleri nelerdir? Bunlar bize tamamen yabancıydı. Bizim toplumumuzda çok az kişi René Girard veya Carl Schmitt okumuştur. Charlie Kirk’ün merkezî bir rol oynadığı MAGA, alışık olmadığımız bir ideolojiyi temsil eder: tutarlı bir gelenekçilik, güçlü bir Hristiyan temeline sahip bir muhafazakârlık. Bu, sosyal ağları, mem kültürünü ve üniversite gençliğine erişimi ustalıkla kullanan yeni bir Hristiyan harekettir — ki bu alan uzun yıllar boyunca küreselci solcuların tekelindeydi. MAGA, Elon Musk’un X’i sansürsüz bir mecraya dönüştürmesiyle güçlendi. Çünkü günümüzde sansür neredeyse tamamen liberal niteliktedir ve küreselciler rakiplerini “aşırı sağ,” “faşist,” “ırkçı” etiketleriyle sustururlar. X’te bu mümkün değildir ve böylece ağ tabanlı bir muhafazakâr devrim inşa edilmektedir.

 Charlie Kirk’ün Rolü

Charlie Kirk bu hareket içinde gençlikten sorumlu kişiydi. Trump onu adeta siyasi oğlu olarak görüyordu. Trump’ın zaferinden sonra Beyaz Saray’a girmeyi başardı, oysa başlangıçta marjinal ve ılımlı bir muhafazakâr aktivistti, üstelik üniversiteyi bitirmemişti.

**Sunucu:** Evet, üniversiteyi diplomasız bıraktı.

**Alexander Dugin:** Kesinlikle. Dindar bir Hristiyan, aile değerlerinin ve Amerikan kimliğinin tutkulu savunucusu, ülkesinin vatanseveriydi. Belki ilk bakışta sıradan görünüyordu ama MAGA’nın özünü temsil ediyordu. Amerikan muhafazakâr devriminin amaçlarını açık ve anlaşılır biçimde anlatması, onu bu hareketin kalbi hâline getirdi.

On yıl içinde, sıfırdan başlayarak muazzam bir başarı elde etti, üstelik gölgede kalmayı tercih ederek. Turning Point USA adlı hareketi kurdu; bu hareket üniversite kampüslerinde diyalog masaları kurarak öğrencilere ulaştı. Kirk bizzat gelir, masayı kurar ve “Mesih Kraldır — benimle tartışın, kanıtlarınızı getirin” derdi. Saatlerce öğrenci aktivistlerle tartışır, trans aktivistlerin, feministlerin, BLM destekçilerinin saldırılarına sabırla karşılık verir, onları diyaloğa davet ederdi: “Mesih Tanrı’dır. Kilise vazgeçilmezdir. Vatan sevgisi asildir. Güçlü aile ve toplum düzeni ihtiyacımız olan şeydir.”

Kirk filozof değildi ama JD Vance’in senatör olmasına katkıda bulunarak çok kritik bir rol oynadı. Sponsorlara aracılık etti, kampanyasını destekledi. Mütevazılığı ve uzlaşmacı tavrı onu önemli kıldı. MAGA içinde güçlü kişiliklerin — Alex Jones, Tucker Carlson, Candace Owens, Elon Musk, Steve Bannon, Laura Loomer, Nick Fuentes — çekiştiği bir ortamda Kirk bir uzlaşı sembolüydü. Sürekli, “Önce düşmanlarımızı yenelim, birlik olalım” derdi.

Trump’a sadıktı ama İsrail’e tek taraflı desteğini eleştirecek kadar bağımsızdı. Kendi çizgisi olan, aşırılıktan uzak, diyaloğa açık bir isimdi. Karşıt ideolojik görüşleri tartışmalarına davet eder, saatlerce yorulmadan tartışırdı. O, bir Hristiyan muhafazakâr vaizdi — ne bir pastördü ne de akademisyen, üniversite diploması bile yoktu — fakat savunduğu değerleri bizzat yaşıyordu.

Eşi Erica Kirk ve küçük çocukları onun inançlarının bir yansımasıydı. Elon Musk “Barış elçimizi öldürdüler” dedi. Bu tam anlamıyla doğrudur. MAGA içinde sert önlemler isteyen radikaller vardır, ancak Kirk tutkulu ama ölçülü bir çizgiyi temsil ediyordu.

 Şehadet ve Ulusal Etki

Kirk’ün ölümü Amerika’da bir tür uyanışa yol açtı. Kiliseler dolup taşmaya başladı, adeta bir mucize gerçekleşti. Arizona’daki cenazeye yüz binlerce kişi katıldı; yalnızca stadyumdaki 100.000 kişi değil, dışarıda da büyük kalabalıklar vardı. Tüm hükümet ve önemli figürler oradaydı; Elon Musk, Tucker Carlson gibi Trump’la zaman zaman çatışmış isimler bile konuşma yaptı.

Kirk, Amerika’nın ortak paydası hâline geldi. Globalistlere, Soros’a, Obama’ya, “cancel culture”a ve trans ideolojiye meydan okuyan bir neslin sembolü oldu. Altı ay önce yayımladığım *Trump Devrimi* kitabında MAGA’nın ilkelerini açıklamıştım fakat Trump’ın rotasından sapmasından endişe ederek dağıtımını durdurmuştum. Charlie Kirk’ün öldürülmesiyle birlikte her şey yeniden anlam kazandı; MAGA eski rotasına döndü.

Liberal muhalefetin tepkisi korkunçtu: mezarında dans edenler, alay edenler, tüm muhafazakârları yok etme tehditleri... Bu, sıradan Amerikalıyı öfkelendirdi. MAGA yanlısı olmayan Amerikalılar bile “Biz bu çizgide olamayız” dedi.

 Sistemsel Değişim Gerekliliği

Dugin’e göre Charlie Kirk’ün kurduğu Turning Point organizasyonunun adı, ancak şimdi gerçek anlamını buldu: bu bir dönüm noktasıdır. ABD halkı ve yönetimi sistemsel değişimin kaçınılmaz olduğunu anladı.

Amerikan sistemi, gayrimeşru elitlerin diktatörlüğüne dönüşmüş, halkın iradesinden bağımsız bir gündem dayatır olmuştu. İfade özgürlüğü bastırılmış, patolojik bir cinsiyet ideolojisi toplumun temeline yerleşmişti. Trump ve çevresi bu sisteme uyum sağlamaya çalıştı ancak bu denge politikasının sonu yoktu.

Soros’un inşa ettiği paralel Amerika — yasadışı göçmenler, radikal feministler, BLM aktivistleri, karteller, narkotik yapılar — ülkeyi iç savaşa hazırlıyordu. Üniversite kampüsleri ana merkezdi. Bu nedenle Trump ve özellikle Elon Musk, Eğitim Bakanlığı’nı kaldırarak bu ağları dağıtmayı hedefledi.

Kirk’ün öldürülmesi, MAGA’yı sistem değişmeden hiçbir şeyin değişmeyeceği gerçeğiyle yüzleştirdi. Bu modelin parçalanması zorunluydu.

 Teolojik Boyut ve Sonuç

Dugin, kendi kızı Darya’nın öldürülmesi ile Kirk’ün şehadeti arasında paralellik kurdu. Erica Kirk’ün, kocasının katilini bağışladığını ilan etmesi Amerikan kamuoyunu sarstı. Bu, Hristiyan bir ruhun yüce örneğiydi.

Bununla birlikte Dugin, gerçek suçluların ideologlar ve küreselci ağlar olduğunu, bireysel faillerin bir sistemin kurbanı olduğunu vurguladı. Soros, Obama, Biden, AB küreselcileri ve derin devlet unsurları hedef alınmalıdır.

Bu mücadele, Dugin’e göre teolojik bir savaştır: insanlık ya Mesih’in yanında olacak ya da karşısında. Ortada bir yol yoktur. Tüm bu olaylar, Amerika’nın da tıpkı Rusya gibi bir varoluşsal tercih yapmaya zorlandığını gösteriyor.