Trump'ın Geri Çekilişi, Avrupa'nın Savaşı

10.04.2025

Trump'ın Putin'e kızgın olduğuna dair iddialar, ABD başkanının tamamen farklı açıklamalarıyla aynı anda ortaya çıktı. Trump'ın oldukça agresif bir üslupla Zelenskiy ile bizzat ilgilenme sözü verdiği ve Trump'a göre Amerikan kontrolüne girmesi gereken nadir toprak metalleri ve diğer değerli madenlerle ilgili anlaşmadan çekilmesi halinde kendisini tehdit ettiği bir video yayınlandı. ABD askeri yardımlarının gelecekteki sevkiyatları için değil ama geçmiştekiler için ödeme olarak.

Bu arada, Trump'ın Zelensky'yi eleştirdiği için Putin'e çok kızgın olduğunu ve Rus petrol ticaretine yönelik cezalandırıcı yaptırımları iki katına çıkarmaya hazır olduğunu söylediği iddiası bizzat Trump tarafından dile getirilmemiştir. NBC'nin bir sunucusu tarafından aktarıldı - Trump'çı sayılmaz ama ana akım liberal medyanın bir temsilcisi. Sunucu, Trump'ın kendisini aradığını ve Zelensky'ye yönelik eleştirileri nedeniyle Putin'e çok kızgın olduğunu söylediğini iddia etti.

Burada bir tutarsızlık olduğu söylenebilir. O halde Trump aslında kime kızgındır - Zelensky'ye mi yoksa Putin'e mi? İlk durumda Trump'ın doğrudan sözleriyle karşı karşıyayız, ikincisinde ise sadece bir haber spikeri aracılığıyla dolaylı bir anlatım söz konusu. Dolayısıyla Putin'e yönelik eleştiri doğrudan yapılmadığı için her an Trump'ın yanlış anlaşıldığı ya da bunu hiç söylemediği iddia edilebilir.

Sorulması gereken çok daha önemli bir soru var: Trump'ın kararsızlıklarının arkasında aslında ne var? Gerçek şu ki, son günlerde Trump'ın barış planının tamamen başarısız olduğu kesin olarak ortaya çıktı. Putin ve Zelenskiy'i müzakere masasına getirme ve çatışmayı hızlı bir şekilde çözme sözü vermişti. Ancak Trump'ın hem ilk çabaları hem de Ukrayna'daki “durumu idare etmeye” yönelik ikinci girişimi tamamen gerçek dışı çıktı. Gerçekte Trump çatışmanın özünü kavrayamadı ve hala kimin, neden ve ne için savaştığını tam olarak anlamış değil.

Trump aynı zamanda bu savaşın ABD içindeki kendi ideolojik muhalifleri tarafından başlatıldığının da kesinlikle farkında. Ayrıca savaşın sona erdirilmesi gerektiğinin de farkında - savaşın kendisine hiçbir faydası yok ve MAGA (Make America Great Again) gündeminin hedefleriyle örtüşmüyor. Ancak bundan sonra ne yapacağını bilmiyor ve bu nedenle çatışmayı çözmeye yönelik ilk girişimleri gerçeklikten tamamen uzaktı.

Bu girişimler ancak her iki rejimin - bizim ve Ukrayna'nın - ya da en azından birinin siyasi intiharı pahasına başarılı olabilirdi. Şu ana kadar Trump Ukrayna'yı bu şekilde feda etmeye hazır değil. Ancak biz daha azını kabul etmeyeceğiz. Elbette Trump Özel Askeri Operasyon'daki (SMO) hedeflerimizin yerine getirilmesini kabul ederse çok memnun olacağız. Ancak bu bizim zaferimiz olacaktır, “yüce gönüllü bir efendinin cömert bir tavizi” değil. Dolayısıyla Trump'ın öfke ve hayal kırıklığının nedeni açık: bu çatışmayı nasıl çözeceğini bilmiyor.

Bu arada Zelenskiy, askeri yardım devam ettiği sürece geri adım atmaya ve her türlü Amerikan koşulunu kabul etmeye zaten hazırdı. Ancak İngiltere, Avrupa Birliği ve Amerika'daki küreselciler bir kez daha devreye girerek Zelenskiy'yi Trump'la bağlarını koparmaya ikna etti ve savaşta AB desteği sözü verdi.

SMO'nun başlangıcındaki İstanbul görüşmeleri sırasında da aynı şey oldu - aynı aktörler Zelenskiy'i daha önce imzalanan tüm anlaşmaları yırtmaya ikna ettiler. Şimdi de, daha önce bu hakları kendisine destek sözü veren İngilizlere devretmeye hazır olmasına rağmen, Ukrayna'nın maden kaynaklarına ilişkin haklar konusunda Trump ile yaptığı anlaşmaları bozmaya ikna ettiler.

Putin Murmansk'ta düşmana sadece baskı yapmakla kalmayacağımızı, onu bitireceğimizi açıkça ifade etti. Bu da savaşın devam ettiği ve hiçbir şeyin değişmediği anlamına geliyor. Amerika ile ilişkilerimizi geliştirmeye başlasak bile, bu SMO'nun gidişatını doğrudan ya da hemen etkilemeyecektir.

Savaş devam ediyor. Bu Trump'ın kızgınlığından, AB'nin saldırgan politikasından ve Zelensky'nin terörist taktiklerinden anlaşılıyor. İnsanları ve toplumu gevşememeye çağıran başkanımızın sözlerinden de anlaşılmaktadır. Savaş sona ermedi çünkü sadece bizim zaferimizle sona erebilir ve bunun için hala yapılması gereken çok şey var.

Ve sonuç olarak - en önemli çıkarım: Trump ve ABD yavaş yavaş bu çatışmadan çekiliyor. Ancak bu onun savaşı olmadığı ve sonlandırmayı başaramadığı için Trump inisiyatifi Avrupa Birliği'ne devredecek. Bu savaşın yürütülmesini Avrupa'ya ve Zelenskiy'nin kendisine bırakacak. Bu bir Pontius Pilatus jestidir: Trump ellerini yıkıyor. Elbette bunu kademeli olarak yapıyor ki Amerikan desteği çekildiğinde cephe hemen çökmesin.

Bu belli bir düzeyde gerilimi azaltma sinyali veriyor. Ancak Avrupa Birliği artık bize karşı savaş yürütme sorumluluğunu üstlendiğinden, Avrupa'daki liberal diktatörlüğün büyük ölçüde yoğunlaşmasını bekleyebiliriz. Bunu şimdiden görüyoruz: Fransa'daki Ulusal Ralli'nin lideri Marine Le Pen - Macron'un başlıca siyasi rakibi - tamamen asılsız suçlamalarla mahkum edildi. Soros'un demokratik rejimlerdeki tüm yargıçları satın aldığı ortaya çıktı - tüm yargı sistemi artık küreselci ağlar tarafından ideolojik olarak harekete geçirilmiş ve yozlaştırılmış durumda.

Ne Amerika'da ne de Avrupa'da neredeyse hiç adalet kalmadı. Sadece egemen rejimlerde var olabilir. Liberal demokrasinin yerleştiği her yerde, tüm yargı sistemi tamamen küreselcilerin eline geçmiştir. Dolayısıyla herhangi bir hukuki çözüm ummak artık mümkün değil. Artık herkes kendi başının çaresine bakıyor.

Tekrarlamak gerekirse: liberal diktatörlüğün merkezi ve karargâhı olan AB, Ukrayna'da bizimle doğrudan bir savaş durumuna girerken, Amerika geri adım atıyor ve çatışmadan çekiliyor. Ve bu iyi bir haber. Zelensky'nin terörist dilenciliğinin operasyon alanı daralıyor - ancak bu kana bulanmış palyaçonun fonları ve askeri desteği sıkıştırmada ne kadar etkili olduğunu biliyoruz.

Bu nedenle savaş devam ediyor ve biz bu savaşı nihai zafere kadar sürdürmeye hazır olmalıyız. Bu noktada artık Ukrayna'nın batı sınırlarında durup durmayacağımızı hayal bile edemiyorum. Avrupalılar da bilmiyor - çünkü onlar da bu savaşta Ukrayna'da durmamamız için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Çeviren Adnan DEMİR